EN GARİP SOVYET HELİKOPTERLERİ

Sovyetler Birliği içinde barındırdığı bir çok gizem ve ilginçlikle dikkatimizi çekiyor. İşte o ilginçliklerden bazıları; Sovyetler Birliği’nin garip helikopterleri.

Mesele Sovyetler Birliği’nin geliştirdiği teknolojiler olunca, muhakkak ortaya garip şeyler çıkıyor. Bu insanlar neredeyse 1 asır boyunca dünyayı çok farklı yorumlamışlar ve savundukları ideolojinin etkilerini, binalarına, sokaklarına, caddelerine, otomobillerine, uçaklarına ve tabii ki helikopterlerine yansıtmışlar.

Helikopterlerin başlı başına garip araç olduğunu düşünüyorum. Sovyet helikopterlerinin ise daha da garip olduğunu düşünüyorum. Video bittiğinde siz de benimle aynı fikirde olacaksınız eminim…

Mil V-12 Sovyetler Birliği tarafından üretilen ve halen gelmiş geçmiş en büyük helikopter ünvanına sahip bir ağır nakliye helikopteriydi. 1950’lerin sonunda geliştirilmeye başlandı. Sovyetler Birliği dünyanın iki süper gücünden biriydi ve Soğuk Savaş giderek hararetleniyordu. Sovyet mühendisleri, ordularının her an, her şeye ihtiyacı olabileceğini düşünmüş olacaklardı ki, 105 ton ağırlıkla kalkış yapabilen bir helikopter geliştirmek için kolları sıvamışlardı.

Bir helikopterin maksimum kalkış ağırlığının 105 ton olması inanılmaz bir şey. Helikopter bu, dikey olarak iniyor ve kalkıyor. 105 ton!

105 ton size bir şey ifade etmediyse şöyle bir örnek verebilirim. Mil V-12’de 105 ton olan maksimum kalkış ağırlığı, ortalama bir helikopterde, mesela bir Skorsky S-76’da 5,3 ton…

Mil V-12

Çift rotorlu, dev gövdeli Mil V-12, daha önce üretilen hiçbir helikoptere benzemiyordu. Tasarımındaki bu farklılık onu özel kıldığı gibi, bilinmezleriyle tehlikeli de yapıyordu. Nitekim, ilk uçuş denemesi başarısız olmuştu. 27 Haziran 1967’de gerçekleştirilen ilk uçuş denemesinde Mil V-12 bir kaza geçirdi. Dev helikopterin ilk başarılı uçuşu 1 sene sonra, 10 Temmuz 1968 tarihinde gerçekleştirildi.

Soloviev D-25VF tipi dört motordan güç alan dev helikopter, iki pilot, iki uçuş mühendisi, bir navigatör ve bir de telsizci ile uçurulacaktı. Zorlu iklim koşullarında ve zorlu coğraflarda askeri nakliye için kullanılacaktı. Gerektiğinde 200 askeri taşıyabilecekti ki, bu bir helikopter için fazlasıyla uç bir sayıydı. Saatte 240 kilometre bölü saat seyir hızına ve 500 kilometre menzile sahip olacaktı.

1968 yılındaki ilk başarılı uçuş ardından testler devam etti. 1971 yılında, dünya havacılık tarihinin en önemli anlarına şahit olan Paris Air Show’da sergilendi. Ancak ölü doğmuş bir proje olarak sadece prototip üretimi ile kaldı. Üretilen ilk Mil V-12 ile birlikte, motorları bile takılmayan ikinci prototip dışında hiç Mil V-12 üretilmedi. 1970’lerin sonunda geliştirilmeye başlanan Mil Mi-26 daha rasyonel bulundu ve V-12 fantazisi 1974 yılında rafa kaldırıldı.

O günlerden bu günlere sağ salim ulaşan ve uçmayı başarabilen tek Mil V-12 şu fotoğrafta arkamda gördüğünüz helikopter. Motorları takılamayan ikinci prototip ise bugün halen, Moskova yakınlarındaki Mil helikopter fabrikasının bir köşesinde öylece duruyor.

Çok uzun zaman oldu böyle heyecan verici yerleri ziyaret etmeyeli. Sizin de beni böyle yerlerde görmek, benden böyle yerlerde çekilmiş videolar istediğini biliyorum. Ben de istiyorum.

Hazır biraz önce ismini anmışken, Mi-26’dan da bahsetmek istiyorum. O dünyanın en büyük seri üretim helikopteri. Mil V-12’ye göre daha kabul edilebilir boyutlarda ve her açıdan daha makul. 1974 yılında, Mil V-12 projesi rafa kaldırıldıktan sonra ete kemiğe bürünmeye başladı ve 14 Aralık 1977’de ilk uçuşunu gerçekleştirdi. 1985 yılında kızıl ordu tarafından kullanılmaya başlandı. Bugüne kadar toplam 316 adet üretildi. Halen başta Rusya olmak üzere bazı eski doğu bloğu ülkelerinde askeri ve sivil alanda kullanılıyor.

Maksimum kalkış ağırlığı 56 ton. Her ne kadar Mil V-12’nin neredeyse yarısı kadar olsa da, yinede bir helikopter için çok fazla. 90 kişi taşıyabilmekte ve menzili 2000 kilometreye yakın.

Bugüne kadar birçok özel görevde kullanılan Mi-26’ların en özel görevlerinden biri Çernobil kazasından sonra patlayan reaktörü söndürme çalışmaları sırasında üstlendiği rol oldu. Yalıtım maddesinin patlayan reaktör çekirdeğine bırakılması için 30 adet Mi-26 helikopteri görevlendirildi. Bu helikopterlerin kokpit camları radyasyondan korunmak amacıyla özel bir madde ile kaplandı. Daha sonra bu helikopterler de, reaktör temizliğinde kullanılan diğer araçlar gibi, radyasyon kalıntıları nedeniyle tekrar kullanılamadı.

2002 yılında sivil bir Mi-26, Afganistan dağlarında kalan, Amerika Birleşik Devletleri ordusuna ait iki Chinook helikopterini kurtarmak için kiralandı. Bu operasyon sırasında Mi-26’nın başta maksimum kalkış ağırlığı olmak üzere tüm limitleri zorlandı.

Benzer bir operasyon, 2012 yılında Norveç’te gerçekleştirildi. Dağda acil iniş yapan ve tekrar kalkamayan Norveç ordusuna ait Westland Sea King tipi bir helikopter yine bir Mi-26 tarafından kurtarıldı.

Ruslarda, batılılar gibi kara propaganda yapacak olsa bir sürü malzeme var işte ellerinde. Amerikanların yere göğe sığdırılamayan Chinookları’nı, Sovyet tasarımı bir Mi-26 kurtarıyor dağdan. Al sana hikaye işte…

Sıradaki garip Sovyet helikopterimiz Mil Mi-10. Aslında o bir hava vinci. 1963 yılında hizmete girmiş, sadece 55 adet üretilmiş. Maksimum 43 ton ağırlığı kaldırabiliyor. Dışardan bakıldığında biraz garip görünse de, bu tasarım onu eşsiz kılıyor ve binlerce metre yüksekliğe çıkabilen, yüzlerce kilometre uzağa gidebilen bir vinç gibi kullanılabiliyor.

Şu ana kadar fotoğraflarını gördüğünüz helikopterlerin hepsi birbirinden çirkin. Ama zaten Sovyet insanları, bir şeyler tasarlarken güzel olsundan daha ziyade, işlevsel olsun derdine düşmüşler hep. En çok da, apartmanlarını seviyorum nedense. Yani bu insanların, bir çok konuda bir estetik kaygısı yokmuş. Varsa bile pek bizim anladığımız türden değilmiş.

Mesela Ilyushin 76… Şu an görsel olarak da karşınızda. Şunun çirkinliğine bakar mısınız? Ya da Antonov 124, dünyanın en büyük uçağı Antonov 225… Yani estetik namına en ufak bir şey yok görünüşünde.

Alın bu da Norilsk, Blok 17… Güzellikten yoksun bir başka Rus yapısı… Ama garip bir şekilde, ben çok seviyorum bu brütalist anlayışı. Eminim sizlerden de benimle aynı şeyi düşünen baya bir insan var…

Ve finalde bir başka Sovyet çılgınlığı var. Yakolev Yak-60. 1960’ların sonunda tasarladın. Mil V-12 kadar büyüktü ve tasarım anlamında daha uygulanabilir bir modeldi. Amerikanların Chinook’una benzer bir yapıdaydı ama onun neredeyse 4 katı daha fazla yük kaldırabiliyordu. Maksimum kalkış ağırlığının 100 ton olması planlanıyordu. Ama olmadı. Sovyetler Birliği bu çılgın projeyi hayata geçiremedi. Yakolev 60 hiç üretilmedi ama bu çizimlerle akıllara kazındı.

Yayımlayan