Independenta gemi kazası, İstanbul’un yakın tarihinde derin izler bırakmış bir olaydır. İşte detaylar…
Independenta Faciası tarihteki en büyük denizcilik ve çevre felaketlerinden biriydi. Onu diğer hepsinden ayıran şey ise, özellikle bir denizcilik faciasından beklenmeyecek şekilde bir yerleşim birimine, hem de dünyanın en kalabalık şehirlerinden birine çok yakın gerçekleşmesiydi.
Dünyanın en büyük gemilerinden biri, petrol yüklü bir tanker haftalarca yanmıştı. Geriye ise unutulmaz hikayesi ve her büyük kazadan sonra olduğu gibi çıkarılması gereken dersler bırakmıştı.
27 Mayıs 1977 tarihinde Romanya’nın Köstence tersanesi büyük bir törene hazırlanıyordu. Protokolde Cumhurbaşkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Çavuşesku da vardı. O gün Romanya’nın en büyük gemisi Independenta tankerinin isim verme töreni düzenlenecekti. Tören ritüellerinden biri olan geminin bordasında şarap şişesi kırma şerefi Cumhurbaşkanı’nın eşi Elena Çavuşesku’ya verilmişti. Ancak işler pek beklendiği gibi gitmedi. Şişe kırılmamıştı. Bunun uğursuzluk olduğuna inanılırdı…
Independenta 283 metre uzunluğunda, 46 metre genişliğinde ve 22 metre yüksekliğindeydi. 1978 yılında suya indirilmişti. Romanya filosunun göz bebeği ve en büyük gemisiydi. Denize indirilmesi ardından gerçekleştirdiği 19. seferinde Libya’nın Es Sider limanından yüklediği 94 bin 600 ton ham petrolü Köstence’ye götürüyordu. Takvimler 15 Kasım 1979 tarihini gösterdiğinde İstanbul Boğazı’nın güney girişine geldi. Dev gemi boğaz geçişi yapmak için kılavuz kaptan bekliyordu. Saat sabaha karşı 04.35’i gösteriyordu ve alaca karanlıkta korkunç bir şey oldu. Ukrayna’nın Zhdanov limanından yüklediği 7400 ton çeliği İtalya’ya götürmek için Boğazdan çıkış yapan Yunan Evriali gemisi, boğaz girişinde kılavuz kaptan bekleyen Independenta gemisine yandan çarptı. Şehrin hafızasından asla silinmeyecek bir felaket yaşanmak üzereydi.
Bu aslında büyük sayılabilecek bir kaza gibi görünmüyordu. Çarpışma sonrasında metal sürtünmesinden dolayı her iki gemide de yangın çıkmıştır. Independenta yangınının bir an önce söndürülmesi, taşıdığı yük ham petrol olduğu için daha hayati öneme sahipti. Mürettebat yangını söndürmeye ve bir felaketi önlemeye çalışırken dev tanker sürüklenmiş ve Haydarpaşa tren garının yarım mil açığına kadar gelmişti. Yani artık şehrin tam ortasındaydı. Çarpışmadan yaklaşık 1 saat sonra, 15 Kasım 1979 sabah 05.20’de Independenta gemisinde dev bir patlama meydana geldi. Bu belkide İstanbul’un tarihi boyunca gördüğü en büyük patlamaydı. Kadıköy’den Kabataş’a kadar pek çok ev ve iş yerinin camları kırılmıştı. Yıl 1979’du ve Türkiye çok karışık günler geçiriyordu. Sağ-sol çatışmasının had safhaya ulaştığı bu günlerde sabaha karşı gerçekleşen dev bir patlama sesi duyan İstanbulluların aklına her ihtimal geliyordu. Büyük bir terör olayı hatta belki de düşman ülkelerden yapılan bir saldırı… Dünyanın en büyük petrol tankerlerinden birinin ağzına kadar doluyken patladığı ihtimali çok az kişinin aklına gelmişti.
Neredeyse 100 bin ton ham petrol, haftalarca sürecek bir yangına kaynak olacaktı. Çok daha kötüsü, Marmara Denizi’ne sızan petrol büyük bir çevre felaketine yol açacaktı. 15 Kasım sabahı başlayan yangın 14 Aralık’a tarihine kadar, yani neredeyse 1 ay sürdü. Gemideki 46 personelden sadece 3’ü sağ kurtulabilmişti. Gemideki 43 kişi mürettebat feci şekilde can verdi. Cesetleri Moda ve Kazlıçeşme sahillerine vurmaya başladığında tanınmaz hale gelmişlerdi. Petrol sızıntısının denizde yol açtığı felaket ise çok daha büyüktü. 64 bin ton ham petrolün Marmara Denizi’ne yayıldığı tahmin ediliyordu. Marmara Denizi’nin kuzey bölgesindeki dip besleyicilerin yüzde 96’sı ölmüştü. Ortaya çıkan yangın şehrin havasını da kirletmişti. Havadaki toplam partikül miktarı 4 kat artmış ve insan sağlığını tehdit eder boyuta gelmişti. Her şey sona erdiğinde geriye kaldırılması gereken bir dev bir enkaz kalmıştı.
Şehir deniz ulaşımını aksatan, haliyle tüm şehrin trafiğini etkileyen yangın söndürüldükten sonra, dev enkazın bir an önce kaldırılması gerekiyordu. Bu görev Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na verilmişti. Komutanlık ise görevi özel bir firmaya devrediyor ancak bu firma 1983 yılında iflas ediyor ve enkaz kaldırılamıyor. 1986 yılında bu işi üstlenecek yeni bir firma bulunuyor ve nihayet 1987 yılında enkaz Tuzla’ya çekiliyor. 1979’dan 1987’ye, yani 8 sene boyunca Independenta enkazı tüm korkunçluğu ile öylece İstanbul boğazında duruyor.
Kazaya karışan diğer gemi Evriali’nin 29 yaşındaki kaptanı ve diğer 7 mürettebatı kusurlu bulunup 20 ay hapis cezası almıştı. Ama tutuklu bulundukları süre göz önünde bulundurularak hapis cezaları paraya çevrildi ve Yunan Kaptan 850 dolar ödeyerek serbest kaldı.
Yayımlayan