Lockerbıe Faciasının 32. yıl dönümü

Lockerbie faciası tüm insanlığın zihninde silinmesi imkansız bir iz bırakırken, 20. yüzyılın ikon markası Pan Am için de sonun başlangıcı olacaktı…

Takvim yaprakları 21 Aralık 1988’i gösterirken, Pan American World Airways’e (Pan Am) bir Boeing 747-100 (N739PA) Londra-New York seferi için Heatrow Havalimanı’nın 27 sağ pistinden yerel saatle 18:25’te havalanmış, gecenin en karanlık yerine doğru tırmanışına başlamıştı. Kabinde 21 farklı milletten 243 yolcu vardı ve onlar için orada olan 16 mürettebat Pan Am uçağında görev yapıyordu.

Kazaya karışan 747

Kalkıştan yaklaşık yarım saat sonra seyir irtifası olan 31 bin feet yüksekliğe ulaşan 747, rutin bir sefer gerçekleştiriyor gibiydi. 316 pusula başında 313 knot hızla uçuşa devam eden uçak saatler 18:58’i gösterirken frekans değiştirmiş yeni hava trafik kontrolü ile rutin iletişimini sağlamıştı. Uçuş bilgilerini teyit eden Pan Am uçağı, yaklaşık 4 dakika sonra tarihin en sansasyonel terör saldırısının kurbanı olacaktı. Saatler 19:02’yi gösterdiğinde Pan Am uçağı yapılan hiçbir çağrıya cevap vermiyordu. Dev 747, taşıdığı 259 kişiyle birlikte yok olmuştu.

N739PA kuyruk tescilli Boeing 747’nin kazadan sonra kokpit kısmı.

Boeing 747 havada paçalanmıştı. İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerine düşen uçağın enkazı, kilometrelerce karelik bir alana yayılmıştı.

Aslında tepenizden geçen her uçağın yolcuları ile ortak bir kaderin kurbanı olabilirsiniz. 21 Aralık 1988’de yaşanan da işte tam olarak buydu. Uçakta bulunan 259 kişiyle birlikte, Lockerbie kasabasındaki 11 kişi de bu uçak kazasında hayatını kaybetmişti…

Kazaya karışan N739PA tescilli 747

Kazaya karışan uçak üretilen Şubat 1970’de Pan Am’a teslim edilmişti. Üretilen 15. Boeing 747 idi ve kaza yaşandığında 18. yaşını doldurmuştu. O yıllara göre yaşlı sayılabilecek bu 747’nin havada parçalanması akıllara pek çok soru işareti getirmişti. Ancak ne olursa olsun, bir yolcu uçağının havadayken parçalanması çok da teknik izahı mümkün olmayan bir durumdu. Bu ancak kötü niyetli insanların bir girişimi sonucu olabilirdi. Bu bir terörist saldırıydı.

Birisi Pan Am uçağı ile yolculuk edecek gibi valizini uçağın kargo bölümüne verip uçağa binmemişti. Uçağa yüklenen bu valizdeki bir radyoda bomba vardı. Radyonun içine yerleştirilen bomba düzeneği zamanlayıcı ile çalışan bir düzenekti.

Tarihin en büyük kriminal soruşturmalarından biri olan Lockerbie Faciası’nın sonunda bombayı Libya’lı ajanların uçağa yerleştirdiği anlaşılmıştı. Libya’nın Amerika Birleşik Devletleri karşıtı lideri Muammer Kaddifi’nin Pan Am’ın 103 sefer sayılı uçuşunu bir faciaya dönüştüren saldırıda eli olduğu iddia edildi. Kazanın arka planı ile ilgili tartışmalar halen son bulmuş değil.

Tüm yaşananların ispatladığı şey ise havacılıkta kuralların katı bir şekilde uygulanmaması durumunda acı bedeller ödendiği gerçeği olmuştu. Bu olay sonrasında, geçtiğimiz günlerde benim uçuşumda da olduğu gibi tüm uçuşlarda yolcu/bagaj eşleştirilmesine çok katı bir şekilde dikkat edilmeye başlandı.

Pan Am uçağının enkazı ise halen Lockerbie yakınlarındaki bir alanda öylece durmakta. Bununla ilgili bir videom mevcut. Ayrıca Muammer Kaddafi’nin, dünya kamuoyuna “Amerikalılar Lockerbie’nin intikamını aldı” demek için kendi ülkesinin yolcu uçağını düşürdüğü bir hikayeden de daha önce bu kanalda bahsetmiştim.

Uçağın enkazı 30 yılı aşkın süredir, Lockerbie yakınlarında bir hurdalıkta öylece duruyor…

Yayımlayan