MİLAS’IN BOMBALANMASI

17 Mart 1942 tarihinde Türkiye’de yayınlanan gazetelerin neredeyse tamamı aynı manşetle yayımlanmıştı. Milas, gecenin en karanlık saatinde uçaklardan atılan bombalarla ayağa kalkmıştı. Hatta o zamanlar Fransızca basılan Beyoğlu gazetesi bile aynı olaydan bahsediyordu.

Türkiye hiçbir zaman fiilen İkinci Dünya Savaşı’na girmedi ama hem müttefikler hem de mihverler hep kendi yanlarında Türkiye’yi savaşa çekmek istedi. Türkiye, savaşın kaderini değiştirecek ülke olabilirdi ve bu yüzden bir çok kez dahil olmadığı bir savaşın bedelini ödedi.

Türkiye, dünyayı kasıp kavuran İkinci Dünya Savaşı’nın ağır ekonomik bedelleri yanında denge kurmaya çalışmanın zorluklarına da göğüs gerdi. Savaşın en hararetli yıllarında her iki tarafta Türkiye’yi savaşın içine çekmek için elinden geleni yaptı. Bu girişimlerden biri de, 1942 yılında Muğla’nın Milas ilçesinin bombalanması olmuştu.

14 Mart 1942’yi 15 Mart’a bağlayan gece, saat 01 sularında Milaslılar bomba sesleri ile irkildiler. 2 ya da 3 adet savaş uçağı önce Güllük bölgesini, kısa bir süre sonra da Milas ilçe merkezine bombalar bırakmıştır. Bombalardan bazıları ekili halde bulunan tarlalara düşmüş, bazıları sadece evlere zarar vermişti. Ancak Topbaşı mahallesinde can kaybı yaşanmış, bu bölgedeki cephaneliklerde bekçilik yapan bir kişi hayatını kaybetmişti.

Günün ilk ışıklarıyla birlikte, Ankara konuyla ilgili bilgilendirildi. Bir gün sonra da yaşananlar resmi bir tebliğ ile kamuoyuna aktarıldı. 17 Mart 1942 baskılı gazetelerin neredeyse hepsi Milas’ın bombalanmasını manşete taşımıştı. Gazetelere gönderilen resmi tebliğde 15 Mart 1942 saat bire beş kala 3 uçağın Milas’ı bombaladığı, 15 bomba attıkları bildirildi. Makinalı tüfekle ateş açılmasına da tebliğde yer verilmiş, bazı evlerin hasar aldığı, 2 kişinin öldüğü ve 1 kişinin yaralandığı bildirilmiştir.

Bir sonraki gün ise manşetleri, İsmet İnönü’nün tarafsızlık konusundaki kararlılık söylemleri süslüyordu. Milli şef İzmir’de halka seslendiği konuşmasında bir kez daha tarafsızlık politikasının altını çiziyor, Türkiye’nin savaşa dahil olmayacağını söylüyordu. Bu tarafsızlık söylemleri ile Milas’ın bombalanması arasında belli ki bir ilişki vardı.

Devam eden günlerde, Milas’ı bombalayanların İngilizler olduğu ortaya çıktı. İngiliz makamlar, Milas’ı yanlışlıkla bombaladıklarını söylüyordu. Uçakların o gece Rodos Adası’na bomba atmak için havalandığını, ancak Milas’ı Rodos ile karıştırıp bombaları Milas’a bıraktıklarını söylüyorlardı. İlçedeki maddi zararı karşılayıp tazminat vermeyi de kabul etmişlerdi.

Siz inandınız mı şimdi buna? Vallahi ne yalan söyleyeyim ben inanmadım. Eminim o dönemin bürokratları, gazetecileri, yöneticileri de pek inanmamıştır ama inanmış gibi yapmak durumunda kalmışlardır.

Peki, neydi bu olayın aslı astarı?

Resmi kayıtlara göre bu bir yanlışlık ama bir çok kişi bu bombalama olayının arkasında başka bir oyun olduğunu düşünüyor. Her şeyden önce, bombalama olayının bir yanlış eseri olduğuna kimse inanmıyor. Zaten Rodos’un 100 kilometre uzağındaki Milas’ın Rodos’la karıştırılmasının çok sığ yalan olduğu her halinden belli. Peki, İngilizler neden Milas’ı bombaladı?

Bu sorunun cevabı olabilecek nitelikteki bazı bilgiler, 1994 yılında yayınlanan Küçük Kitap-Türk Yunan Dostluğu isimli kitapta gizli olabilir. 1939 yılında Teğmen olarak Güllük bölgesine tayin olan Mirat Ördal’ın kaleme aldığı bu kitapta, Milas’ın bombalanmasına dair çok önemli anılara da yer verilmiş.

Kitapta anlatılanlara göre, o gece Milas’ın üzerinde dolaşan, bomba atan, makinalı tüfekle ateş açan uçaklar Alman yapımı uçaklardı ve Alman hava kuvvetlerinin logolarını taşıyordu. İngilizler, Al2manlardan ele geçirdikleri savaş uçakları ile bu saldırıyı gerçekleştirmişlerdi. Üstelik uçaklarda görev yapan mürettebat Alman üniforması giyinmişti ve tamamı Almanca biliyordu. Güllük ve Milas’tan toplanan mermi ve bomba kovanları üzerinde yapılan araştırmada bunun bir İngiliz saldırısı olduğu anlaşıldığında, İngilizler olayı üstelenmek zorunda kalmış ve biz aslında Rodos’u bombalıycaktık ufak bir karışıklık olmuş gibi sudan bir bahane bulmuşlardı. Eğer her şey yolunda gitse, bombaların İngiliz yapımı olduğu ortaya çıkması ya da saldırı yapan uçaklardan biri düşürülüp uçakları Almanların gönderdiği zannedilse, belki de İngilizler istediklerini alacak, Türkiye’yi Almanlara karşı savaşa sokacaktı.

Yayımlayan